Avrasya coğrafyasında gittikçe önem ve ağırlık kazanan bir örgüt var: Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) bu örgüt.
Temelleri 10 yıl önce 15 Haziran 1996 günü Şanghay’da Şanghay Beşlisi adıyla atılan ve 5 yıl sonra ŞİÖ adını alan bu örgüt önümüzdeki hafta perşembe günü kurulduğu yer olan Şanghay’da özel bir zirveyle toplanıyor.
ŞİÖ liderlerinin katılacağı bu zirve en başta işte ŞİÖ olmasının beşinci yılını kutlayacak ve Avrasya’da yeni gelişmeler çerçevesinde kendisine yeni roller kazandırmaya çalışacak.
ŞİÖ, bugün kurucu üyeler olan Rusya ve Çin’e ilaveten Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan ve son katılan Özbekistan ile 6 üyeden meydana geliyor. Bu asil üyelerin yanı sıra Pakistan, Hindistan, Moğolistan ve İran da ŞİÖ’de gözlemci statüsüyle yer alıyorlar.
Ana sözleşmesi 2001 yılında yazılarak kabul edilen ŞİÖ’nün ana amaçları arasında üyeler arasında ortaya çıkan ya da çıkabilecek sınır ihtilaflarının barışçı yollardan çözümü, üye ülkeler arasındaki ekonomik-ticari bağların artırılması, uyuşturucu ticareti gibi bölgesel problemler ve terörle mücadele alanında işbirliğinin sağlanması ve güçlendirilmesi var.
15 Haziran 2006 günü yapılacak zirvede şüphesiz bu ve benzer alanlardaki işbirliğinin artırılması, güçlendirilmesi bir defa daha ele alınacak; ama bunların yanı sıra ŞİÖ’nün yeni üyelerle daha da genişletilmesi, güçlendirilmesi de muhakkak konuşulacak. Esasen ŞİÖ dışişleri bakanları geçen ay bugün gözlemci statüsüne sahip Pakistan, Hindistan, Moğolistan ve İran’ın örgüte yeni asil üye olarak kabullerinin düşünülmekte olduğunu ifade etmişler ve İran da bunun üzerine harekete geçmiş, ŞİÖ’ye asil üye olmayı umduğu yolunda açıklamalar yapmıştı. Bu açıklamalardan birisi İran Dışişleri Bakan Yardımcısı Manuçehr Muhammedi’den gelmişti. Muhammedi, Rus ITAR-TASS ve Çin Şinhua haber ajanslarına nisan ayında verdiği demeçte ülkesinin asil üye olmayı umduğunu, Şanghay Zirvesi’nde bunu gündeme getireceklerini, ayrıca ŞİÖ’den ülkesinin Batı ile olan nükleer probleminin çözümünde destek isteyeceğini de söylemişti.
Bu ve başka demeçlerden İran’ın önümüzdeki haftaki zirvede üyelik taleplerini en üst düzeyde dile getireceği anlaşılıyor. Tabii bu talepleri de zirveye katılacak olan İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad dile getirecek.
Ne var ki, İran’ın ŞİÖ asil üyeliği konusunda belli bir havanın oluşmuş olmasına rağmen bir de ters yönde bir havanın varlığı da söz konusu. Bu ters hava da ŞİÖ’ye üye bazı ülkelerden esiyor. Mesela Kırgızistan ve Kazakistan İran’ın üyeliğine halen olumlu bakmıyor. Nitekim, 30 Mayıs günü Moskova’da yapılan ŞİÖ parlamento liderleri zirvesinde Kırgız ve Kazak yetkililerin yeni asil üye kabul etmek yerine üyeler arasındaki mevcut işbirliğini artırmanın daha uygun olacağını söyledikleri biliniyor. Ayrıca, Kazak Senatosu Başkanı Nurtay Abikayev’in de ŞİÖ’ye yeni üye kabulü konusunda geçici moratoryum (yani geçici dondurma) çağrısı yaptığı da medyaya yansımış bulunuyor.
Kazak ve Kırgız muhalefetine ek olarak Çin’in de İran’ın üyeliği konusunda tereddüt geçirmekte olduğu aşağı yukarı belli. Bunu da ŞİÖ’nün Genel Sekreteri Çinli Zang Deguan’ın 29 Mayıs günü medyaya verdiği bir demeçten anlıyoruz. Deguan, bu demecinde ŞİÖ’nün yeni üyelerle genişlemesinin önünde engeller bulunduğunu belirtmiş, örgüt sözleşmesinin yeni üyeler kabulüne imkan vermediğine işaret etmişti.
Bütün bu demeçler, muhalif sözler dikkate alındığında zirvede İran’ın üyeliği konusunda epey tartışmalar yaşanacağı, sonucun pek belli olmadığı, muhtemelen de İran’ın üyeliğinin bir başka bahara kalacağı anlaşılıyor.
Bunun dışında ŞİÖ’nün kendi arasındaki dayanışmayı, bağları daha da artıracağı, güçlendireceği de şimdiden belli... Bir Rus yetkili, ŞİÖ’nün ‘Yükselen Asya’nın ana unsurlarından birisi olacağını söylüyor. Bu belki erken bir temenni; ama ŞİÖ’nün Avrasya’da önemli bir örgüt haline gelmekte olduğu da bir gerçek olarak ortada bugün.
Zaman Gazetesi
[ Arşivle! ]
[ Yazdır! ]
[ Postala! ]
|