Tıpta operasyon ameliyat anlamında kullanılır. Bünyede bulunması zararlı hale gelen bir doku operasyonla çıkarılır. Zerkavi’nin öldürülmesi sistem dışındaki bir kişinin bertaraf edilmesinden çok bir bütünün gereksiz hale gelen bir parçasının yok edilmesi anlamını taşıyor.
Bana göre terör sistem dışı aktörlerin eylemi değil, sistemin kullandığı bir araçtır . Bu sistem dışı aktörlerin hiç olmadığı anlamı taşımaz ama bunların eylemleri bir kazayı andırır ve sonuçları, onların eylemleriyle kaybedilen kişilerin yarattığı boşluk, bir kazanın yarattığı sonuçlardan farklı değildir.
Irak’ta bugüne kadar mezhep farklılıklarına dayanan çatışmalar ön plana çıkarılmış ama çatışma İran’a doğru kaydıkça bu ayrışmanın kullanılamayacağı ve Şiiliğin İran’daki baskın rolünün ayrıştırıcı değil birleştirici olacağı görülmüştür. Yeni strateji mezhep yerine soy farklılığının ön plana çıkarılması üzerine oturtulmaktadır. Nitekim İran’daki gerilim Türk-Fars ayrılığının ayrışma nedeni olarak kullanılacağını göstermektedir.
Bu durum bölgedeki tüm siyasi yapılanmaları etkiler ve yeni bir siyasi bloklaşmanın oluşmasıyla sonuçlanır. Irak’ta mezhep farklılıkları önemini kaybeder ve yeni saflar Arap ve diğerleri olarak şekillenirken, Şii-Sünni gerginliği yerini Arap-Kürt gerginliğine bırakır, Türkmenlerin bunların birini desteklemesi beklenir ya da bunlar arasında dağılır.
Tüm medya aranmakta olan bir katilin öldürüldüğünü, teröre büyük bir darbe vurulduğunu söylerken benim bu kişinin sistemin bir aracı olduğunu ama gereksiz hale geldiği için bertaraf edildiğini söylemem çok garip gelebilir. Bu, olaylara bakışta genelden ayrıldığım noktadır ve çatışan tarafların bir avuç teröristle büyük devlet yapıları olduğunu söylemeyi içime sindiremememin bir sonucudur.
Bu strateji değişikliğinin ülkemizi de etkileyeceğini, dini söylemlerin ve buna dayanan siyasi farklılıkların önemini kaybedeceğini düşünüyorum. Yeni siyasi safların hangi temele oturacağını tahmin etmemiz iç politikada doğru kararlar almamızı ve gereksiz çatışmalardan kaçınmamızı sağlayacaktır.
Kendimizi bölgedeki gelişmelerden soyutlamamız ve kendi iç dinamiklerimiz doğrultusunda hareket etmemiz mümkün görünmüyor. Bölge, dünyanın kaderinde belirleyici rol oynarken ve Türkiye bunun odak noktasındayken hem gelişmelerden etkilenmemiz hem de olaylara yön vermemiz kaçınılmaz görünüyor.
Türkiye çözümü zor bir problemle karşı karşıya. Etnik farklılıklara dayanan siyasi saflaşmalar ciddi sorunlar yaratırken, İran’daki etnik ayrışmaya seyirci kalınması mümkün görünmüyor. Irak’taki çatışma biçim değiştirir ve mezhep ayrılıkları yerini Arap-Kürt çatışmasına bırakırsa nasıl bir politika izleneceğine karar vermek gerekir. Ayrıca bu, uluslar arası planda tutumumuzu da yeniden belirlememizi gerektirebilir.
Türkiye, hangisi olursa olsun, herhangi bir etnik unsurun hamisi ve tarafı konumunda olmamalıdır. Oluşturacağı politikalar bölgenin tümünü kapsamalı ve bir model teklif etmelidir.
ABD, bölge enerji kaynaklarının kontrolünü amaçlamaktadır ve bu kontrolde, Rusya dışında, başka bir gücün ortaklığını kabul etmemektedir. Bu amaçla bağımsız hareket edebilecek enerji zengini ülkeleri bölerek etkisizleştirmek istemektedir. Başlangıçta mezhep farklılıkları ön planda iken, İran söz konusu olunca, soy farklılığı gündeme getirilmiştir.
Türkiye’deki siyasi yapının yanlışlığı ya da doğruluğundan çok bu konjonktüre uygunluğu tartışma konusudur. Dini çağrıştıran siyasi yapılanmaların yerine neyin ikame edileceği ciddi biçimde düşünülmeli ve bu kesinlikle soy temeline dayanmamalıdır. Herhangi bir etnik grubun yanında olmadan onlarla nasıl bir arada yaşanacaktır? Bunun formülü hepsini adil biçimde temsil etmek, herhangi bir ayırım yapmadan hepsini himaye etmek olabilir ve bu konuda tarihimiz bize yol gösterebilir.
Star Gazetesi
[ Arşivle! ]
[ Yazdır! ]
[ Postala! ]
|