|
|
B planı |
Pazar, 17 Aralık 2006 - (09:04) |
Mahir Kaynak
|
|
B planı Türkiye’nin AB dışında kalması ama İngiltere ve onun izinden gidenlerle birlikte hareket etmesi ve ABD’ni bu durumu kabule ikna etmesidir.
|
Türkiye’nin AB’nin olumsuz tavrına karşı bir B planı olduğu, hatta bunun dışında da seçenekleri bulunduğu ifade ediliyor. Ancak kamuoyu bunların neler olduğunu bilmiyor. Projelerimiz yeni bir AB stratejisi de olabilir birlik dışında bir yol izleyebileceğimiz de düşünülebilir.
Eğer AB üyesi olmazsak bir Ortadoğu ülkesi olarak kalacağımız ve karanlıklara gömüleceğimiz söyleniyordu. AB dışındaki seçeneğimizin medeni ilan ettiğimiz dünyadan kopma olmamasının yolunu da bilmiyoruz.
Soğuk Savaş döneminden beri, ABD ile AB arasında bir fark olduğunu, bunların birbirinin alternatifi olacağını hiç düşünmedik. Zaten ABD de Türkiye’nin AB üyesi olmasını hararetle destekliyordu ve gelişmemizin ancak bu birliğe üye olmamızla mümkün olacağını söylüyordu. Eğer AB üyeliğimiz gerçekleşmezse ABD de bize sıradan bir Ortadoğu ülkesi gibi mi davranacaktı? Batı medeniyet çevresinin dışında mı kalacaktık?
En büyük eksikliğimiz ABD ile AB karşılıklı konumlarını doğru tanımlamamak oldu. ABD içindeki küresel sermayeyi temsil eden güçler bu gücün kontrolünde bir AB oluşturmak istiyordu ve bunun öncülüğünü İngiltere yapıyordu. Oysa Fransa ve Almanya’nın temsil ettiği kanat bağımsız bir güç odağı oluşturma peşindeydi. Bu açıdan bakıldığında biz AB’ne girme değil onu küresel sermayenin istediği yönde oluşturmak istiyorduk. Bize yönelik olumsuz tavrın Kıbrıs ile ilgisi yok.
Bugünkü durumu şöyle özetlemek mümkün: Fransa ve Almanya bugün izlediğimiz AB’ne biçim verme politikamız sürdüğü sürece bizi içine almayacaktır. Bu onlar için bir fedakarlıktır ve Türkiye üzerinden Ortadoğu’ya uzanmak, İslam dünyasının, en azından bir bölümüyle, iyi ilişkiler kurmak şansından feragat ediyor. Bu büyük bir kayıptır ama birliği tamamen kendi dışlarındaki bir güce teslim etmek yerine güdük kalmasına razı olmayı göze alıyorlar. Türkiye’deki gelişmeleri izleyecekler ve AB’nin diğerlerinden farklı bir güç olmasını isteyecek bir iktidar gelirse onunla işbirliğine girecekler yoksa ayrı kalmaya razı olacaklar.
Bu durumda iki alternatif söz konusudur: Ya AB küresel sermayenin kontrolüne girecek ve bize karşı olumsuz tavrı ortadan kalkacaktır ya da Türkiye AB’nin merkezi kanadının politikasına uyumlu hale gelecektir.
B planı Türkiye’nin AB dışında kalması ama İngiltere ve onun izinden gidenlerle birlikte hareket etmesi ve ABD’ni bu durumu kabule ikna etmesidir.
ABD’nin böyle bir çözüme razı olması kolay değil. Bu gerçekleşirse Alman-Fransız eksenin Rusya’ya yaklaşması ve Doğu Avrupa ve Balkanlar’ın bu bloğun kontrolüne geçmesi söz konusu olur. ABD’nin yeni dünya dengesini Rusya-ABD ekseninde kurması mümkün olmaz ve bir çatışma dönemine girilir.
Sözün özü şudur: Türkiye’nin yeri ve geleceği kolayca belirlenemez ve büyük çatışmalara neden olabilir. İktidar olanlar ve iktidara talip olanlar yasalara güvenerek hareket edemezler ve istikrarlı bir ortamın kurallarına güvenemezler.
[ Arşivle! ]
[ Yazdır! ]
[ Postala! ]
|
'Mahir Kaynak'in Son 10 Yazısı
|
|
|
|
|
|