-bhonder@............ yazıyor: ‘Bir süredir, bir büyüğümle bir konu üzerinde tartışıyoruz. Ben İslamî bir siyaset anlayışının olması gerektiğini, Hz. Peygamber’in (S)'de, İslam Devleti'nin temellerini, Hicret’iyle attığını; eğer Müslüman bir toplum olarak yaşamak istiyorsak, toplumun düzenleyen kuralların olması ve bunların devlet eliyle uygulanması gerekliliğini savunuyorum. O ise, müslümanların siyasete gereğinden fazla önem verdiğini, ferdler kendilerini düzeltirlerse zaten İslamî bir şekilde yönetileceklerini, ayrıca Kur'an’ın devlet ve siyasetten bahsetmediğini, bunun için de, müslümanların siyasette aktif rol almalarının gerekmediğini, daha çok insanların imanıyla ilgilenmemiz gerektiğini söylüyor ve bunlara dayanak olarak da Said Nursî’yi gösreteriyor. Siz bu konuda ne dersiniz?’
‘*--*--*Siyaset, eğer, dalavere çevirmek ise, bundan müslüman bir insanın elbette ki uzak durması gerekir.. Ama, siyaset insan toplumunun yönetiminde takib edilmesi gerekli bir idare san'atı ise, bir müslüman ondan nasıl uzak olabilir? O zaman, bizleri birilerinin gütmesini bir kader gibi kabullendiğimiz mânâsı ortaya çıkar ki, Allah'dan gayrisine kul olmamayı gerçek hürriyet bilen Müslüman insanın öyle bir kabulü nasıl olabilir?
Fiilî hayatta siyasetin karmaşık ve iğrenç bir 'entrikalar yumağı' olarak algılandığı/ kullanıldığı açıktır.. Bu fiilî duruma rağmen, bizim, önce, kendi kalbimizde ve beynimizde, ideal olanı ortaya koyup, hayatımızı da o ideal çerçeveye göre belirlemek zorunda olduğumuzu düşünüyorum..
Saîd Nursî merhûmun, ‘istiaze' ibaresine, ‘…ves'siyaseh..' eklemesi, herhalde, entrikalar yumağı şeklindeki siyasetten kaçınmak içindi. İnsan cemiyet halinde yaşamaya mecburdur ve ‘Devlet’siz bir hayatı ancak ‘nihilist’(hiççi)ler ileri sürmüşlerdir, ama, o bir hayaldi.. Ve, siyasetsiz devlet olamıyacağı da açıktır..
Diger sualinize de, inşaallah gelecek ‘Pazar Hasbihali’nde değineyim..’
-Tal’at Uyanık yazıyor: ‘İran ve HAMAS konusunda kafamda soru işaretleri var.. İran devrimine izin verenler, başta ABD ve Batılılar değil miydi? Bugün de
İran’ın güçlenmesine sessiz kalmıyorlar mı? ABD İran’ı havadan rahatlıkla yerle bir edemez mi? Yoksa, bu gelişmeler karşısında ABD çaresiz mi? HAMAS, ABD’nin izniyle seçimlere girmedi mi? Bir danışıklı dövüş sözkonusu değil mi?
‘*--Şah, sadece Batılılarca değil, Sovyetlerce ve bütün şeytanî güçlerce de tam desteklendiği halde, İslam İnkılabı Hareketi engellenemedi.. Herşeyi komplo ile izaha kalkışmak, insanı etkisizleştirmenin bir diğer yoludur. Emperyalist güçler her şeye kaadir değildir. ‘ABD, İran’ı yerle bir edebilir..’ derseniz, psikolojik yenilgiyi taa baştan kabullenmiş olursunuz. Çünkü, o mantıkla, her ülkeyi de yakıp yıkabilir.. Ama, kalblere hükmedemedikçe, ne yapabilir?. ‘Onlar bir tuzak kuruyor, Allah da bir tuzak kuruyor ve Allah tuzak kuranların en hayırlısıdır..’ (Âl-i Imran,54) meâlindeki âyeti de hatırlamak gerekir.
HAMAS’a gelince.. O kadar oy alamıyacağı düşünülüyordu.. Emperyalistler ve yandaşları, ‘demokratik bir zafer’ elde edip, Filistin halkını o yalla etkisizleştireceklerini sanıyorlardı. Ama, o silah geri tepti ve beklenmeyen oldu.’
-Ramazan Bal yazıyor: ‘Başbakan’ın bir kişiye kullandığı bir kelimeyi köşenize alıp eleştirmenizi biraz garipsedim. Gerçekleri yazmaya devam etmeniz..’
‘*--Eleştirilemiyen liderler üretmenin bedeli, eleştiriyle atlatılamıyacak kadar ağır olur..’
-M. Kemal Ergüder yazıyor: ‘Yazılarınızı ilgi ve şaşkınlıkla izliyorum.. Laik sisteme karşı gibi bir tavrınız var.. Ortadoğu’da arablarla işbirliği içinde olacağımıza, elbette İsrail ve Batılı müttefiklerle birlikte olmalıyız.. HAMAS yaklaşımı dolayısıyla ‘dengeli dışsiyaset’ten sapıldığını söyleyen Baykal’ın tesbitlerine katılıyorum. Sizse, kemalist siyasetten sapılmasını alkışlıyorsunuz. Bir kemalist olarak, sizi kınıyorum!’
‘*--İdeolojiynizi resmî-kanunî himayeden çıkarınız, öyle konuşalım, sizinle.. Dışsiyasete de haliyle o ideolojik pencereden bakıyorsunuz, yadırgamam..’
-Salih Yavuzer yazıyor: (………………Uzuuun ve güzel bir makale, yazmış..)
‘*--Dile getirdiğiniz acıları, fikir sancılarını yakından hissettiğimi sanıyorum.. Yazınızı, bir ‘Hasbihal’ içinde değerlendirmek isterdim, ancak, kısaltmaya elim varmadı.. Sütunumun da sınırlı.. Bir şekilde değerlendirmeye çalışacağım.. Yaklaşımlarınıza genel olarak katıldığımı belirtmekle yetiniyorum.’
-Melih Sertkaya yazıyor: ‘ Allah kaleminize kuvvet versin de, bazı güç odaklarına karşı sert mukabeleden bazen, niçin kaçınıyorsunuz?’
‘*--Bazı konularda, sadece sosyal hıncı yatıştıracak yazılar yazmak da bir diğer yanlış olabilir. Çabamız, daha fazla düşündürmeye yönelik olmalı değil mi?’
[ Arşivle! ]
[ Yazdır! ]
[ Postala! ]
|